- deminki
- sf.
Biraz önceki
Deminki kavgadan dolayı pişmanlık duydu.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Deminki kavgadan dolayı pişmanlık duydu.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
aksiyom — is., man., Fr. axiome Belit Matematik aksiyomları andıran deminki kesin sözlerinde, şimdi birer spekülasyon esnekliği hissolunuyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
badire — is., esk., Ar. bādire Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum Nasıl oldu da deminki badireden sağ salim kurtulabildi? Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir türlü — zf. 1) Tekrarlı kullanıldığında işin yapılmasının da yapılmamasının da aynı derecede kötü olduğunu belirten bir söz Gelsem bir türlü, gelmesem bir türlü. 2) Hiçbir biçimde, hiçbir yolla Deminki yirmi beşliği aradım, bir türlü bulamadım. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaktırmadan — zf., tkz. Belli etmeden, gizlice, sezdirmeden O, kenar kenar yürüyerek ve çaktırmadan deminki cevizlerin altına göz attı. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
maun — is., bit. b. 1) Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras ta yetişen büyük bir orman ağacı, akaju (Swietenia mahagoni) 2) Bu ağacın parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilalanan kerestesi 3) sf. Bu keresteden yapılan Parası olsa o deminki … Çağatay Osmanlı Sözlük
öksüzlük — is., ğü 1) Öksüz olma durumu 2) Kimsesizlik Deminki öksüzlük hâlim birden, acayip bir merakla dayanılmaz bir tecessüs hissine dönmüştü. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yavaş yavaş — zf. 1) Yavaş bir biçimde, ağır ağır, aheste aheste, aheste beste Tatbiki imkânsız görünen deminki projeyi kafam yavaş yavaş sindiriyor. R. H. Karay 2) Azar azar 3) Gitgide Ama bu yeni şiir, yavaş yavaş yayılıp birçok kimse tarafından da tutulunca … Çağatay Osmanlı Sözlük