- dikine
- zf.
1) Dikey olarak, diklemesine
Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu.
- T. Buğra2) mec. İnadınaBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Alnı da bir enlemesine, bir dikine kırış kırış oluyordu.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dikine gitmek — kimsenin sözünü dinlemeyerek kendi bildiğini yapmak Öyle fazla dikine gitmek iyi değildir hayatta. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikine tıraş — is. Karşısındakini sinirlendirecek biçimde söylenilen yalan, aşırı palavra … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnunun dikine (veya doğrusuna) gitmek — öğüt dinlemeyerek kendi bildiği gibi davranmak Soruların yanıtlarını buldum mu, ne gezer ama nedense aptal kafam burnunun dikine gitmeyi sürdürdü. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasının dikine gitmek — kendi düşünce ve görüşünün en iyi olduğuna inanarak kimsenin öğüdünü, uyarısını dinlememek Evvel zaman içinde, kafasının dikine giden bir kuş varmış, kışın güneye göç etmemeye ant içmiş. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
blokaj — is., Fr. blocage 1) Bloke etme işi 2) Bir şeyin hareketine engel olma, hareketini durdurma 3) Sivri taşların toprak zemine dikine çakılarak üzerine beton dökülmesiyle yapılan dolgu 4) ekon., tic. Bankacılıkta bir varlığın yetkili otoritelerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çivici — is. 1) Çivi satan kimse 2) sp. Topu sert olarak karşı alana dikine indiren oyuncu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çivileme — is. 1) Çivilemek işi 2) sp. Topu karşı alana dikine indirmeye yarayan sert vuruş 3) zf. Dimdik ve ayaküstü bir durumda (denize atlama) … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz yüksekliği — is., coğ. Yeryüzünün bir noktasının deniz yüzeyine olan dikine uzaklığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikmek — 1. i, e, er 1) Bir cismi dik olarak durdurmak Bir yere direk dikmek. 2) Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. F. R. Atay 3) i Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük