- dili tutuk
- sf., -ğu
Serbestçe, kolaylıkla konuşamayan (kimse)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tutuk — sf., ğu 1) Akıcı, rahat konuşamayan 2) Eski işlevini göremez duruma gelmiş Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk. A. İlhan 3) Kısılmış, tutulmuş, kesik Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu. P. Safa… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dili tutukluk — is., ğu Dili tutuk olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
REKİK — Dili tutuk, kusurlu, peltek. * Rey ve idraki zayıf olan. * Gayret ve namusu olmayan. * Zayıf, kuvvetsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REKİK-ÜL LİSÂN — Dili tutuk. Peltek. Kekeme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
GİRİFTE-ZEBAN — Kekeme, dili tutuk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tutukluk — is., ğu 1) Tutuk olma durumu Bu, onca sosyal uzviyet üzerinde, beyni durduran, kulakları tıkayan, gözlere perde çeken, dile ve ellere inmeli bir adam tutukluğunu veren bir darbe idi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Düzgün işlememe durumu Motor tutukluk… … Çağatay Osmanlı Sözlük