- diremek
- -i, hlk.
1) Bir şeyi dikine koymak, dayamak, durdurmak2) -e, mec. Direnmek, karşı koymak, inat etmek, ısrar etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ayak diremek — bir düşünceyi, bir davranışı sonuna kadar sürdürmek, kendi tutumundan şaşmamak İlle seni evine kadar geçireceğim diye ayak diriyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
direme — is. Diremek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
direnmek — nsz Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda karşı koymak, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek Çantayı almak isterlerse sakın direnme, ver. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
diretmek — nsz Direnmek, ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek Annesi ile ablası adamın kaçırılacak bir kısmet olmadığını öne sürerek evlenmesi için diretiyorlardı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaramazlaşmak — nsz Çocuk söz dinlememek, rahat durmamak, yasak edilen şeyleri yapmakta ayak diremek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ısrar etmek — 1) bir konuda, bir düşüncede sürekli direnmek, ayak diremek Siz benim usule bakın diye ısrar ediyordu. Ç. Altan 2) çok istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
inat etmek — direnmek, diretmek, ayak diremek Umarım ki o da çocukça inatlar etmez, bu iş de böylece bitmiş olur. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
taannüt etmek — direnmek, inat etmek, ayak diremek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tireşmek — direşmek, çekinmek, diremek, şıkıntidan yürümez olmak (hayvan); çeki şmek I, 414; II, 95, 96 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini