duvar

duvar
is., Far. dīvār
1) Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem
2) Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel

Karabaş, bostan duvarının gölgesinde öğle uykusuna serilir.

- Y. Z. Ortaç
3) mec. Sonuç alınamayan yer
4) mec. Engel

İki arkadaşın arasında aşılmaz bir duvar vardı.

5) sp. Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • Duvar — Directed by Yılmaz Güney Produced by Marin Karmitz Written by Yılmaz Güney Starring Tuncel Kurtiz …   Wikipedia

  • dùvār — m 〈G duvára〉 reg. zid ⃞ {{001f}}dotjerati cara do ∼a dovesti što do krajnosti, dotjerati koga pred zid (da nema uzmaka), natjerati mak na konac ✧ {{001f}}tur …   Veliki rječnik hrvatskoga jezika

  • duvar — dȕvār m DEFINICIJA reg. zid [dotjerati cara do duvara dovesti što do krajnosti, dotjerati koga pred zid (da nema uzmaka), natjerati mak na konac] ETIMOLOGIJA tur …   Hrvatski jezični portal

  • Duvar — Le Mur (film) Pour les articles homonymes, voir Mur (homonymie). Le mur (Duvar) est un film Franco kurde réalisé en turc par Yılmaz Güney en 1983. Sommaire 1 Synopsis 2 …   Wikipédia en Français

  • Duvar, Prince Edward Island — …   Wikipedia

  • Duvar (Île-du-Prince-Édouard) — Duvar Administration Pays  Canada Province …   Wikipédia en Français

  • duvar resmi — is. Duvar yüzeyi üzerinde mum boyası, sulu boya, yağlı boya, mozaik, kazıma vb. tekniklerle yapılan resim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duvar saati — is. Duvara asılı saat Gözlerini açınca karyolasının karşısındaki duvar saatine baktı. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duvar yüzlü — sf. Vurdumduymaz Bu tip duvar yüzlü politikacılar, üstelik pişkin pişkin sırıtmaktalar. Ne hesap veriyorlar ne de temize çıkıyorlar. A. Boysan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duvar çekmek — 1) duvar örmek 2) mec. aradaki ilişkiye son vermek, görüşmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”