- duvar çekmek
- 1) duvar örmek2) mec. aradaki ilişkiye son vermek, görüşmemek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
duvar — is., Far. dīvār 1) Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem 2) Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel Karabaş, bostan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeper çekmek — çitten duvar çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
set çekmek — 1) suyun akmasını, toprağın kaymasını önlemek için duvar yapmak 2) mec. bir işi, bir davranışı, bir isteği önlemek, engellemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
perde — is., Far. perde 1) Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
set — 1. is., Ar. sedd 1) Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar 2) Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük Karşımıza merdivenli bir setin üstünde hamama benzeyen kubbeli bir bina çıktı. R. N. Güntekin 3) Seki 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük