alışkın

alışkın
sf.
Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • alışkın olmak — iyice alışmak, yabancılık çekmemek Hayatın alışkın olduğumuz birçok gündelik hâlleri beklenmedik nice zevklere bürünürdü. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alışık olmak — alışkın olmak Kayıkları olmayanlar mahalledeki en alışık oldukları kira sandallarına haber gönderirler. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alışkan — sf. Alışkın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alışmış — sf. Alışkın Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alışmış kudurmuştan beterdir alışmış kursak bulamacını ister …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başıboş — sf. 1) Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan Başıboş yaşayışa alışkın değildir. H. Taner 2) Bağlanmamış, serbest bırakılmış İstanbul un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler. S. Birsel 3) zf., mec. Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • takım — is. 1) Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman 2) Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tor — 1. is., hlk. Sık gözlü ağ 2. sf., hlk. 1) Toy, işe alışkın olmayan, yabani Tor hayvan. 2) Olgunlaşmamış, ham 3) mec. Görgüsüz, çekingen, utangaç, acemi 3. is., mat., Fr. tore Bir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acı patlıcanı kırağı çalmaz — şaka herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • menus — (A.) [ سﻮﻥﺄﻡ ] 1. alışılmış. 2. alışkın …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MÜTEELLİF — (Ülfet. den) Alışmış, alışkın. Ülfet peyda eden …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”