güvence akçesi — is., ekon. Herhangi bir sorumluluk yerine getirilmediğinde karşı tarafça el konulacak olan para, depozit, depozito … Çağatay Osmanlı Sözlük
güvence vermek — 1) bir anlaşmada taraflardan biriyle ilgili olarak sorumluluğu yüklenmek, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek 2) bir sorumluluk karşılığı olarak para vb. ortaya koymak, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
inanca vermek — güvence vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teminat vermek — güvence vermek Senin verdiğin teminat hep boşa gitti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
garanti vermek — güvence altına almak Bu konuda size bütün ciddiyetimle garanti verebilirim. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
nakdî teminat — is., ekon. 1) Borcun ödeneceğine dair, alacaklıya parayla sağlanan güvence 2) Kredi kullanılması durumunda güvence olarak gösterilen nakit değer … Çağatay Osmanlı Sözlük
akçe — is. 1) Küçük gümüş para 2) Her tür madenî para, akça Birleşik Sözler geçer akçe geçmez akçe kalp akçe sağ akçe yedek akçe züyuf akçe … Çağatay Osmanlı Sözlük
alışveriş sigortası — is., ekon. Kredi kartı ile satın alınan eşyanın belirli bir sürede hasara uğraması veya çalınması durumunda poliçe maddelerine göre sağlanan güvence … Çağatay Osmanlı Sözlük
aval — 1. is., li, tic., Fr. aval Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence 2. sf., argo Saflığı sersemlik derecesine varan (kimse) Geçende… … Çağatay Osmanlı Sözlük
depozit — is. Güvence akçesi … Çağatay Osmanlı Sözlük