teminat vermek

teminat vermek
güvence vermek

Senin verdiğin teminat hep boşa gitti.

- P. Safa

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • teminat — is., Ar. teˀmīnāt Garanti, güvence Ben böyle gülümseyen teminatlara hayatımda çok tesadüf ettiğim için... A. Gündüz Birleşik Sözler teminat akçesi teminat mektubu teminat senedi geçici teminat kati teminat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teminat akçesi — bir sözleşmenin kurulması için taraflardan birinin diğerine vermek yükümlülüğünde bulunduğu para …   Hukuk Sözlüğü

  • güvence vermek — 1) bir anlaşmada taraflardan biriyle ilgili olarak sorumluluğu yüklenmek, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek 2) bir sorumluluk karşılığı olarak para vb. ortaya koymak, inanca vermek, teminat vermek, garanti vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • güvence — is. 1) Bir antlaşmada taraflardan birinin sorumluluğu üzerine alması, inanca, teminat, garanti 2) Alınan sorumluluğa karşı olarak ortaya konulan şey 3) mec. Birinin şüphelerini dağıtmak için söylenen inandırıcı söz, teminat Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emniyet — is., Ar. emniyyet 1) Güvenlik Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar. E. E. Talu 2) Güven, inanma, itimat Paris teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı. R. N. Güntekin 3) Polis… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • garanti — is., Fr. garantie 1) Güvence, inanca, teminat Hatice nin garantisi altında işini yürütmekten başka bir şeye bakmıyordu. T. Buğra 2) zf. Kesinlikle, kesin olarak, ne olursa olsun Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller garanti etmek garanti vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mektup — is., bu, Ar. mektūb Bir şey haber vermek, sormak, istemek veya duyguları bildirmek için birine çoğunlukla posta yoluyla gönderilen, zarfa konulmuş yazılı kâğıt, name Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. B. S.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • senet — is., di, tic., Ar. sened 1) Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit Bu zarflar hisse senedi dolu idi. F. R. Atay 2) esk. Dayanılan veya dayanılacak olan şey Birleşik Sözler senet sepet… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”