ısırıcı

ısırıcı
sf.
1) Isıran, dişlerini batıran
2) mec. Dalayan, kaşındıran (kumaş, yün)
3) mec. Sert, soğuk (rüzgâr)

Gölün ortasında bulunuyorduk, ısırıcı bir rüzgâr da çıkmıştı.

- R. H. Karay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • tutağan — ısırıcı, kapıcı hayvan; tuzâk; yapışık ot …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • EZUM — Isırıcı, ısıran …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KISLAM — Isırıcı hayvan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • akarlar — is., ç., bit. b. Gövdeleri halkasız, başları göğüsle birleşik, ağız yapıları ısırıcı, sokucu veya emici örümceğimsiler takımı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akkarıncalar — is., ç., hay. b. Ağız parçaları iyi gelişmiş, iri başlı, ısırıcı böcekler topluluğu, termitler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yakmak — 1. nsz, ar Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek Kına yakmak. Yakı yakmak. 2. i, ar 1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı. F. R. Atay 2) Ateşle yok etmek Çöpleri yakmak. 3) Işık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DARZEM — Sütü az deve. * Çok ısırıcı olan yılan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • GEZA — f. Isırıcı, ısıran …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HÜMEZE — (Hemz. den) Dürtüştürücü, kırıcı, ısırıcı, sıkıcı. * El ve kaş işâretleri ile ayıplama. * Bir kişinin ardından ayıplarını söyleyen. Gammaz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”