ağır aksak yürümek (veya gitmek veya ilerlemek) — 1) yavaş olarak, istenilen hızda olmayarak yürümek (gitmek, ilerlemek) Hava ve su kirlenmesine karşı mücadele ağır aksak yürüdü. 2) düzensiz, aralıklı olarak yürümek (gitmek, ilerlemek) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dev adımlarla ilerlemek — çok çabuk ilerlemek, üst üste başarılar göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pupa yelken ilerlemek (gitmek...) — 1) yelkenler, arkadan esen rüzgârla şişmiş olarak, tam yolla 2) mec. alabildiğince, hiçbir şeye bağımlı olmadan Batı da bilimsel araştırmalar, dramatik icat ve keşifler, pupa yelken ilerliyor. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaş ilerlemek — yaşlanmak, ihtiyarlamak Yaş ilerliyor. Artık geçti bizden / Kişi ev bark edinmeli vakitten. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
terakki etmek — ilerlemek Memuriyetinde biraz terakki etmesi ... için bu işin konuşulmasından âdeta utanır. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürümek — nsz 1) Adım atarak ilerlemek, gitmek Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu. H. Taner 2) e Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek Buz dağları güneye yürümüş. 3) Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
süzülmek — nsz 1) Süzme işine konu olmak Bal süzüldü. 2) Akmak Gözlerimden yaşlar süzüldü. 3) Kuş kanatları gerili olarak görünür bir hareket yapmadan havada ilerlemek Kuş, gene havada süzülüp daireler çiziyor. M. Ş. Esendal 4) mec. Sessizce ve görünür bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dev — is., Far. dīv 1) Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı 2) sf. Olağanüstü irilikte olan Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor. Y. Z. Ortaç 3) sf., mec. Çok büyük, çok önemli Dev şirketler. Dev bir yazar. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelişmek — nsz, biy. 1) Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak Çalı süpürgeleri bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir. S. F. Abasıyanık 2) İlerlemek, olgunlaşmak, genişlemek, inkişaf etmek Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyarlamak — nsz 1) Yaşı ilerlemek, yaşlanmak, kocamak 2) İhtiyar görünüşü almak, ihtiyar görünmek Ağlamaktan gözleri şişmiş, zavallı yüzü on sene birden ihtiyarlamıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük