inanmak

inanmak
-e
1) Bir şeyi doğru olarak benimsemek

Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez.

- N. Ataç
2) Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek

Ben size inanırım.

3) Bir şeyin varlığını, doğruluğunu kabul etmek

Bu başın bir kadına değil, bir hamala ait olduğuna inanmak zor değildi.

- P. Safa
4) Sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek

Tanrı'ya inanmak.

5) Kanarak aldanmak

Her reklama inanmayın.

6) İman etmek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • ınanmak — inanmak, güvenmek I, 206; III, 161 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • İ'TİKAD — İnanmak. İnanç. Sıdk ve doğruluğuna kalben kararlı olmak. Gönülden tasdik ederek inanmak. Dinin temelini meydana getiren şeylere inanmak. (Bak: İltizam …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ciddiye almak — inanmak, gerçek sanmak, önem vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emin olmak — inanmak, güvenmek Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar. M. Yesari …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kani olmak — inanmak, kanmak Şahsi vaziyetini kabil olduğu kadar iyileştirmek lüzumuna kuvvetle kani idi. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mutmain olmak — inanmak, gönlü kanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ikna olmak — inanmak, kanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fummak — inanmak, itikad u itimad etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işanmak — inanmak, itikad, itimad etmek, yakın ve baver etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıvanmak — inanmak, itikad etmek, güvenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”