- andırmak
- -i
Benzer yanları bulunmak, çağrıştırmak
Avrupa'nın ikinci, üçüncü derecedeki otellerini andıran birkaç otel de taştandır.
- S. Birsel
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Avrupa'nın ikinci, üçüncü derecedeki otellerini andıran birkaç otel de taştandır.
- S. BirselÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
andırmak — benzemek … Beypazari ağzindan sözcükler
çağrıştırmak — i 1) Bir çağrışıma yol açmak 2) Akla getirmek, hatırlatmak, andırmak Muradiye deki evlerinin avlusunu çağrıştıran telli kavakların puslu yeşili... E. E. Talu 3) Benzemek, andırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
andırma — is. Andırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzemek — e 1) İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi. A. H. Tanpınar 2) Sanısını uyandırmak, gibi görünmek Bu zavallı çokça … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalmak — i, e, ar 1) Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. F. R. Atay 2) Vurarak veya sürterek ses çıkartmak Bir yandan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçmak — e, ar 1) Hızla koşup bir yere saklanmak Bir tehlike sezdiğin anda hemen eve kaçarsın. H. R. Gürpınar 2) nsz Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek Silahını hatta başındaki şapkasını bırakıp kaçıyor. R. E. Ünaydın 3) den… … Çağatay Osmanlı Sözlük
okşamak — i 1) Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor. H. Taner 2) nsz, mec. Hafifçe dövmek Bir gün hani bir huysuzluk ettiği zaman, al eline, biraz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaklaşmak — e 1) Arada az bir aralık kalacak biçimde ilerlemek, aradaki uzaklığı azaltmak veya büsbütün ortadan kaldırmak için ileri gitmek Saat sekiz buçuğa yaklaşıyordu. S. F. Abasıyanık 2) Benzemek, andırmak, uygun olmak 3) Bir konuyu, bir sorunu ele… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İZKÂR — Hatıra getirmek, andırmak, hatırlatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük