kalaylı

kalaylı
sf.
1) Kalaylanmış (kap)

Bir salepçinin kalaylı güğümü tütüyordu.

- S. F. Abasıyanık
2) İçinde kalay bulunan
3) mec. Gösterişi ve süsü yapay olan
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • kalaylı bakır küflenmez — temizliğini herkesin bildiği kişi ve iş lekelenemez anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dışı kalaylı, içi alaylı — dışı süslü, güzel görünüşlü ancak içi berbat anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • komşu kızı almak, kalaylı kaptan su içmek gibidir — komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içi alaylı, dışı kalaylı — dış görünüşü iyi ancak içi bozuk kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Gürün — Vorlage:Infobox Ort in der Türkei/Wartung/Landkreis Gürün Hilfe zu Wappen …   Deutsch Wikipedia

  • alaylı — 1. is., ask. 1) Erlikten yetişmiş subay 2) sf., mec. Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı 2. sf. Alay edici, küçümseyici, müstehzi 3. sf. Gösterişli, görkemli, debdebeli Düriye min güğümleri kalaylı / …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başı kabak — sf., ğı 1) Saçı dökülmüş veya dibinden kesilmiş (kimse) 2) zf. Başını örtmeden Kurt Hoca, başı kabak, yalın ayak, kolları sıvalı, evinin yüksek taraçasında kalaylı ibriğiyle abdestini tazeliyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”