- dış
- is.
1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı
Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar.
- A. Haşim2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey3) Görülen, içte bulunmayan yüzeyBardağın dışı kirli.
4) Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları5) Bireyin ötesinde bir varlığı olanDış dünya.
6) sf. Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olanDış kapı. Dış duvar.
7) sf. Yabancı ülkelerle ilgiliDış siyaset. Dış ilişkiler.
8) sin., TV Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim9) sp. Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, autBirleşik Sözler- dış açı- dış âlem- dış alım- dış borç- dışbükey- dış deri- dış gezi- dış hat- dış kapı- dış odun- dış saha- dış ses- dış yüz- dış zar- çağ dışı- din dışı- öd dışı- öz dışı- saf dışı- us dışıAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- dışında
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.