- kararlaştırmak
- -i
Bir konunun, bir işin herhangi bir yolda yapılmasıyla ilgili kesin düşünce belirlemek, tayin etmek
Yola çıkma gününü kararlaştırdılar.
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yola çıkma gününü kararlaştırdılar.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kararlaştırma — is. Kararlaştırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesmek — i, er 1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak İpi kesmek. 2) Dibinden ayırmak Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3) Düzgün parçalara ayırmak Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4) Kesici bir araçla yaralamak Nasıl sol… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öngörmek — i İleride olması gerekeni göstermek, önceden kararlaştırmak, ilerisi için düşünmek, göz önünde tutmak, derpiş etmek Bilindiği üzere, bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti nin taksimini öngörüyordu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
sözleşmek — nsz, le 1) Herhangi bir iş konusunda birbirine karşılıklı söz vermek 2) Belli bir yerde, belli bir saatte buluşmayı kararlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gereği düşünülmek — bir sorunu sonuçlandırmak için tutulacak yolu kararlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karar altına almak — karar vermek, kararlaştırmak Dün akşam size tesadüf ettiğimde bunu karar altına almıştık. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
tayin etmek — 1) kararlaştırmak 2) atamak 3) belli etmek, göstermek Atılan goller maçın sonucunu tayin etti. 4) belirlemek O kelimelerin ölçüsünü millet tayin etmiştir. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
karar vermek — bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak Hatta telefon bile etmemeye karar vermişti. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
karara varmak — bir konuda anlaşmak, bir şeyi kararlaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
adını koymak — karşılığını veya fiyatını kararlaştırmak Bu evi alabilmemiz için adını koyalım … Çağatay Osmanlı Sözlük