- kavisli
- sf.
1) Kavisi olan
İki zincirin arasında sallanan yarım kavisli oturma yerlerine binersin.
- Ç. Altan2) sp. Falsolu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İki zincirin arasında sallanan yarım kavisli oturma yerlerine binersin.
- Ç. AltanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
beyazlı — sf. Beyazı bulunan Kavisli yollarına kakılmış beyazlı siyahlı çakıl taşları henüz sulanmış. R. H. Karay Birleşik Sözler karalı beyazlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakıl taşı — is., min. Deniz kıyılarında veya derelerde suyun aşındırması ile sivrilikleri kaybolmuş, toparlak veya badem biçiminde ufak bir taş türü, çakıl Kavisli yollarına kakılmış, beyazlı siyahlı çakıl taşları henüz sulanmış. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğmeçli — sf. Eğmeci olan, kavisli, mukavves … Çağatay Osmanlı Sözlük
falsolu — sf. 1) Yanlış, hatalı, kusurlu Bu saydığım, rolün falsolu tarafları. R. N. Güntekin 2) argo Uygun ve yerinde olmayan 3) sp. Döne döne ve ekseninden kayarak, kavisli … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemerli — sf. 1) Üzerinde kemeri olan veya kemer takılmış olan Kemerli bir giysi. 2) Kemer biçiminde olan Orhan ın kemerli kapıdan içeriye koşa koşa girdiğini görmedi. T. Buğra 3) mec. Kavisli olan Kemerli burun … Çağatay Osmanlı Sözlük
mukavves — sf., esk., Ar. muḳavves Kavisli, eğri, eğmeçli … Çağatay Osmanlı Sözlük
pala — 1. is., İt. pala 1) Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. F. R. Atay 2) Kürek vb. araçların, enli ve yassı bölümü 3) Bir yere çaprazlama… … Çağatay Osmanlı Sözlük
plaselemek — i Topu kavisli vuruşla ileri göndermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
rokoko — is., mim., Fr. rococo 1) XVIII. yüzyılın başında Fransa da çok geçerli olan, kavisli çizgileri bol, gösterişli bir bezeme üslubu 2) sf. Bu üslupta olan Rokoko mobilya … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatağan — is. Namlusu kavisli, iki yanı da kesici, bir tür uzun savaş bıçağı Kalkanları parçalayan çelik yatağanlar, zırhları kesen ağır saldırmalar yapacaktı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük