- kıstırmak
- -i, -e
1) İki şey arasında bırakarak sıkıştırmak
Parmağını kapıya kıstırdı.
2) mec. Kaçamayacak bir duruma getirmekHırsızı çatı arasına kıstırdılar.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Parmağını kapıya kıstırdı.
Hırsızı çatı arasına kıstırdılar.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kapana düşürmek (veya kıstırmak) — hile ile yakalamak İçindekiler kendilerini ayaklarıyla bir kapana kıstırmışlardır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyruğunu kıstırmak — (birinin) birini güç bir duruma düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısturmak — kıstırmak, işkence ile cezalandırmak; kısalmasını emretmek, azalmasını em retmek II, 190, 191 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kapmak — i, ar 1) Birdenbire yakalayarak, çekerek almak Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. H. Z. Uşaklıgil 2) Isırıp parçalamak 3) Koparmak, kıstırmak Makine parmağını kapmış. 4) İşitir işitmez veya görür görmez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıstırma — is. 1) Kıstırmak işi 2) İçerisine peynir, kıyılmış et vb. konularak sac üzerinde pişirilen börek 3) Karnıyarık yemeği … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyruk — is., ğu 1) Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ 2) Bu organa benzeyen uzantı Uçağın kuyruğu. Gelinliğin kuyruğu. 3) Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti 4) Koyunun bazı türlerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısmak — kısaltmak, daha kısa yapmak, kısarak çalmak; kıstırmak II, 11 üzenginin iki yan ında bulunan kayış,ilmikli ip, kement I, 474; II, 219 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini