aracılık

aracılık
is., -ğı
Aracının gördüğü iş, tavassut, vasıta

Mustafa Kemal, Ali Fuat'ın aracılığını iyi karşılamamıştı.

- F. R. Atay
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • aracılık etmek — bir işin çözümünde araya girerek yardım etmek, tavassut etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavassut etmek — aracılık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavassut — aracılık; ara bulma; aracı olma …   Hukuk Sözlüğü

  • tavassut — is., esk., Ar. tavassuṭ Aracılık, ara bulma, aracılık etme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tavassut etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavassut — (A.) [ ﻂﺱﻮﺕ ] aracılık. ♦ tavassut etmek aracılık etmek, aracı olmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • acente — is., İt. agente 1) Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş İtalya da büyük bir şirketin acentesiyim ben. R. Enis 2) Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse 3) Banka şubesi 4) Vapur ortaklığı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • borsa simsarı — is., ekon. Müşteri ile borsa acenteleri arasında menkul değerlerin alım satımına aracılık eden gerçek veya tüzel kişi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • borsa üyesi — is., ekon. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından borsa işlemlerinde aracılık yapmasına izin verilen kuruluş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çöpçatan — is. 1) Evlenmelerde aracılık eden kimse 2) hlk. Kimin kiminle evleneceğini önceden kararlaştırıp gerçekleştirdiğine inanılan manevi güç Çöpçatan böyle çatmış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • delalet — is., esk., Ar. delālet 1) Kılavuzluk, aracılık Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi. E. E. Talu 2) mec. İz, işaret Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller delalet etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”