kuramsal

kuramsal
sf.
Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan, nazari, teorik, uygulamalı karşıtı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • estetik — is., ği, Fr. esthétique 1) Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat Boğaziçi nin, Sarayburnu yarımadasını, tarihî üslup ve estetiklerini korumak için çok iyi hazırlanmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kredi — is., ekon., Fr. crédit 1) Borç ödemede güvenilir olma durumu Piyasada kredisi var. 2) ekon. Ödünç alınan veya verilen mal, para Kredi almada, senet ödemede, şunda bunda oldum olası kolaylık göstermişlerdir. A. İlhan 3) mec. Güven, saygınlık,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurgu — is. 1) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar 2) Zembereğin kurulmuş olma durumu Saatin kurgusu bitmiş. 3) Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nazari — sf., esk., Ar. naẓarī Kuramsal Bazı nazari dersler bir kısım talebeye hiç şüphesiz daha eğlenceli gelecektir. H. F. Ozansoy …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olguculuk — is., ğu, fel. 1) Araştırmalarını olgulara, deneylere, gerçeklere dayayan, fizik ötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız ve yararsız gören Auguste Comte un açtığı felsefe çığırı, pozitivizm 2) ed. Bu çığırın gerçekçilik akımını doğuran edebî… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teorik — sf., ği, Fr. théorique Kuramsal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uygulama — is. 1) Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik 2) Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata tatbik etme, tatbik Bir çeşit uygulama oluyordu yazdıkları. N. Cumalı 3) huk. Yürütüm …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uygulamak — i 1) Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata geçirmek, tatbik etmek Bu yeni yaşam üslubunu şimdiden uygulamak için somut eylemlere geçiyorlar. H. Taner 2) i, e Üst üste getirmek, üstüne koymak, tatbik etmek İki üçgeni… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uygulamalı — sf. Yalnız düşünce alanında kalmayıp işe dönüşen, kılgılı, tatbikî, pratik, amelî, kuramsal karşıtı Birleşik Sözler uygulamalı bilimler uygulamalı dil bilimi uygulamalı ruh bilimi uygulamalı toplum bilimi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapıntı — is., fel. 1) Gerçekle çeliştiğini, gerçekliğe uymadığını bile bile tasarlanan şey, hayal gücüyle yaratılmış olan şey, tasni ... hayalinin bir yapıntısı değil de gerçeğin ta kendisiymiş gibi heyecanlanarak, coşarak bu kaybedilmiş cennete ağıtlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”