bırakmak — i 1) Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak 2) nsz Koymak Mermer masaya bir yirmi beşlik bıraktı. T. Buğra 3) Bir işi başka bir zamana ertelemek Gezmeyi haftaya bıraktık. 4) Unutmak Acaba eldivenlerimi nerede bıraktım? 5) Bulunduğu yeri veya durumu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıplak mülkiyet — is., huk. Yararlanma hakkı başkasının olan bir mal üzerindeki sahiplik durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyelik — is., ği Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, sahiplik, mülkiyet Birleşik Sözler iyelik eki iyelikli tamlama katmerli iyelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
mülkiyet — is., Ar. mulkiyyet İyelik, sahiplik Birleşik Sözler çıplak mülkiyet ortak mülkiyet özel mülkiyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
pencik — is., ği, tar., Far. penc + yek 1) Asker yetiştirilmek için savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemi oğlanı adayı 2) Asker yetiştirilmek üzere verilen beşte bir askerden sonra esir sahibinde kalan beşte dört oranındaki esir için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
var — sf. 1) Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı Var gücüyle çalışmak. 2) is., dbl. Sahiplik bildiren olumlu ad cümleleri kuran bir söz Rahatsız etmek istemem hem de işim var. H. E. Adıvar 3) is. Elde bulunan her şey Elimizden alınan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hâcegî — (F.) [ ﯽﮕﺝاﻮﺧ ] 1. hocalık. 2. efendilik. 3. ağalık. 4. sahiplik. 5. tüccar … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HUDAVENDÎ — f. Hudavendilik, sâhiplik, hükümdarlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VELA — Yakınlık. Sâhiplik. * Sevme, muhabbet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük