- sıcak harp
- is., -bi
Sıcak savaş
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sıcak — sf., ğı 1) Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı Yorganın altında sıcak göz yaşları dökerek gecelerce beklemişti. O. Kemal 2) Isısı yüksek olan, çok ısınmış Kız kardeşim ikindiüzeri bana sıcak, limonlu bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
harp — is., bi, ask., Ar. ḥarp Savaş Birinci Dünya Harbi nde de başıma gelmeyen kalmadı. R. H. Karay Birleşik Sözler harp akademisi harp dairesi harp malulü harp okulu harp zengini … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıcak savaş — is., ask. Silaha başvurularak yapılan savaş, sıcak harp … Çağatay Osmanlı Sözlük
savaş — is., ask. 1) Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk 2) Uğraşma, kavga, mücadele 3) Hayvanların birbirleriyle yaptığı mücadele Kartallarla leyleklerin savaşı. 4) Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük
başına vurmak — 1) içki, gaz veya sıcak baş ağrısı yapmak 2) dayanamaz olmak Bekârlık başına vurdu. 3) ne yapacağını bilemez hâle gelmek Bu harp başına vurdu galiba, sapıtmışsın sen. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük