- sıcak renkler
- is., ç.
Sarı, kırmızı ve turuncu renk ve bu renklerin tonları
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sıcak — sf., ğı 1) Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı Yorganın altında sıcak göz yaşları dökerek gecelerce beklemişti. O. Kemal 2) Isısı yüksek olan, çok ısınmış Kız kardeşim ikindiüzeri bana sıcak, limonlu bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
renk — is., gi, Far. reng 1) Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu. A. Gündüz 2) mec. Nitelik İşin rengi değişti. Birleşik Sözler renk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğmak — 1. is., ğı Boğum yeri 2. i, ar 1) Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak 3) Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük