- titretmek
- -i
1) Titremesine yol açmak
Ellerini büsbütün titretiyordu.
- R. H. Karay2) mec. Korku salmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ellerini büsbütün titretiyordu.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kuyruğu titretmek — argo ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bezitmek — Titretmek II, 305 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kasnatmak — titretmek II, 350bkz: kasnamak, kıstaşmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kuyruk — is., ğu 1) Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ 2) Bu organa benzeyen uzantı Uçağın kuyruğu. Gelinliğin kuyruğu. 3) Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti 4) Koyunun bazı türlerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarsmak — i, ar 1) Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek Kalkın bakalım, diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı. Ç. Altan 2) mec. Zarar verecek yolda etkilemek, aksatmak Çok sevdiği annesinin ölümü onu çok sarsmıştı. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
titreştirmek — i 1) Her yanı titretmek 2) fiz. Titreşim durumuna getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
titretme — is. Titretmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıngırdatmak — i Zangırdamasına sebep olmak, titretmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ra'şe — (A.) [ ﻪﺸﻋر ] titreme. ♦ ra şe vermek titretmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KAFKAFE — Titremek, titretmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük