ulu orta

ulu orta
zf.
Bir şeyin aslını bilmeden, düşünüp tartmadan, çekinmeden, açıktan açığa

Ticaret, ulu orta bir ihtikâr işi olmuştu.

- Ö. Seyfettin

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • orta — is. 1) Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre Yılın ortası.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cinsel taciz — is. 1) Ahlaksızca, ulu orta veya gizlice söz ve davranışlarla karşı cinse eziyet etme, tedirginlik ve sıkıntı verme 2) Çalışma hayatında ekonomik güç, üst makam veya başka etkili bir göreve sahip olanların, genellikle karşı cinsi ahlak dışı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mazi — is., Ar. māżī 1) Geçmiş Genç olmak maziyi ulu orta tahkir için bir mazeret değildir. H. R. Gürpınar 2) dbl., esk. Geçmiş zaman Birleşik Sözler naklî mazi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller maziye karışmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sellemehüsselam — zf., esk., Ar. sellemehu + selām Ulu orta, çekinmeden, destursuz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söylenilmek — nsz 1) Söylenmek Bir aralık öyle söylenildi. 2) Herhangi biri söylenmek Yabancıların önünde böyle ulu orta söylenilir mi? …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerli yersiz — zf. 1) Uygun zamanı olup olmadığı düşünülmeden 2) Ulu orta …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerme — is. Yermek işi, zem Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yazboz tahtasına çevirmek — bir konuda art arda birbirini tutmayan kararlar almak Millete mal olmuş şehitlerin, büyük hizmet sahiplerinin saygınlığı ulu orta yazboz tahtasına çevrilemez. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”