mutabık kalmak — uyuşmak, anlaşmaya varmak O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık. H. F. Ozansoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
unaşmak — uyuşmak, kabullenmek I, 190bkz:ona şmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yaraşmak — uyuşmak, anlaşmak, yaraşmak II, 105; II I, 11. 71, 72 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İSTİMZAC — Uyuşmak. Beraber karışmak. * Birisinin mizacını, huyunu öğrenmeğe çalışmak. * Yoklamak. Fikrini, re yini sormak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
uyuşma — 1. is. Uyuşmak (I) işi 2. is. Uyuşmak (II) işi, mutabakat, antant ... hayvanlar, bitkiler, böcekler, çocuklar doğa ile uyuşma içindedirler. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşmek — nsz 1) Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek 2) Buluşmak, bir araya gelmek Bazen ikisi, üçü birleşince ne ateşli münakaşalara dalıyorlar. A. Ş. Hisar 3) Uyuşmak, aynı görüşte olmak 4) Aynı amaç çevresinde toplanmak Küçükten, sessizden; yazıcısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynaşmak — nsz, le 1) Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek Çakılla çimento kaynaşır. 2) Çok kalabalık ve hareketli olmak, hareket etmek Kumun üstünde bir sürü kadın erkek, oğlan kız kaynaşıyor. F. R. Atay 3) Birbirine iyice uymak Bu iki renk iyi kaynaşmış. 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
örtüşmek — le 1) Aynı noktalarda ve düzlemlerde kesişmek 2) mec. İki görüş, düşünce, sözcük, cümle birbiriyle tam olarak uyuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uylaşmak — nsz, le, hlk. Birbiriyle uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzlaşmak — nsz Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak O vakit politika ile mücerret ilmi birbiriyle gayet kolay uzlaşır şeyler sanıyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük