uzaklaştırmak

uzaklaştırmak
-den, -i
1) Uzağa götürmek

Seni filan yere elçi göndermeye hatta seni bir müddet buradan uzaklaştırmaya karar verdik.

- Y. K. Karaosmanoğlu
2) Çıkarmak, ayırmak
3) mec. Yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak

Sen onu bozmak, işten uzaklaştırmak, züppeleştirmek için bilmezlikle elinden geleni yaptın.

- M. Ş. Esendal

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • görevden (veya görevinden) uzaklaştırmak — yapmakta olduğu görevi üzerinden almak, el çektirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekip almak — uzaklaştırmak, uğraşısına son vermek, koparmak Beni tiyatrodan çekip alırken alıştığım yaşayışın giderlerini karşılayıp karşılayamayacağını sonradan anladım. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıratmak — uzaklaştirmak II, 315 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • TAHR — Uzaklaştırmak. Irak etmek. * Atmak. * Göz çapağını dışarı atmak. * Seri, hızlı. * Oku uzak giden yay …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TARH — Uzaklaştırmak. * Vaz etmek. * İndirmek. * Bırakmak, elinden atmak. * Yerleştirmek. * Temel bırakmak. * Mat: Çıkarma …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • TENKİL — Uzaklaştırmak. Tepeleyip sindirmek. * Başkalarına ders ve ibret olacak şekilde ceza vermek. Rezil ve rüsvay eylemek. * Zincire vurmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İB'AD — Uzaklaştırmak. Sürmek. Kovmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kurtarmak — i 1) Bir canlıyı bir felaketten, tehlikeden veya zor durumdan uzaklaştırmak Şu durup dururken şimşek gibi çakan ağrılardan kurtarsınlar, servetimin yarısını anamın ak sütü gibi vereyim. R. N. Güntekin 2) Kurtulmasını sağlamak 3) Uzaklaştırmak 4)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”