yıkım

yıkım
is.
1) Yıkma işi
2) Yok olmaya sebep olabilecek şey, büyük zarar, felaket

Evin içinde günlük kokusu, papaz uluması bizim için yıkımdır.

- H. R. Gürpınar
3) tıp Vücuda verilen çeşitli ilaçların yol açtığı zarar
4) biy. Yadımlama
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • yıkım olmak — büyük zarara yol açmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıkıntı — is. 1) Yıkılma, yıkım, mahvolma 2) Yıkılan bir şeyin parçaları, kalıntıları, enkaz Ateşoğlu nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim. Halikarnas Balıkçısı 3) mec. Ruhsal bakımdan yıkılma, yıkım, mahvolma Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • afet — is., Ar. āfet 1) Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım O yıl su baskınları bir afet gibiydi. 2) Kıran 3) sf., mec. Çok kötü Şöhret gibi servetin de afet olduğunu yeni anlıyordum. R. N. Güntekin 4) mec. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • felaket — is., Ar. felāket 1) Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır. S. Ayverdi 2) sf. Çok kötü Felaket bir yazı. 3) sf. Şaşırtıcı, hayrete düşürücü Bu kız… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nükleer silah — is., fiz. Nükleer enerji ile yıkım gücü sağlayan silah …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yadımlama — is., biy. Canlı protoplazmayı yapan büyük ve karmaşık yapılı moleküllerin enerji çıkararak yanması, yıkım, katabolizma, özümleme karşıtı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Afet — Doğanın sebep olduğu yıkım; kıran; çok kötü; büyük felaket; belâ; çok güzel insan …   Hukuk Sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”