yıkılmak — I, 348; II I, 81, 82 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
üstüne yıkılmak — 1) kendisinin de sorumlu olduğu bir işin ağırlığını kendisi yüklenmek 2) başkasının suçu üzerine kalmak 3) yamanmak Kız belli ki seni gözüne kestirmiş. Üstüne yıkılmak istiyor. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya başına yıkılmak — çok sıkılmak, umutlarını yitirmek Fakat kendi tabiri üzerine dünya başına yıkılmış zannetti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavan başına çökmek (veya yıkılmak) — beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEHADÜM — Yıkılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KAGŞAR — Yıkılmak üzere. Yıkılıp harabolmaya yüz tutmu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEYYAL-İ İNHİDÂM — Yıkılmak üzere bulunan. Neredeyse göçecek durumda olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
batmak — nsz, ar 1) Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek Sonra hani bir gemimiz batmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. Ö. Seyfettin 3) İflas etmek 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çökmek — nsz, er 1) Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak Toprak çökmek. Yol çökmek. 2) Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek. 3) e Çömelmek Suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu. H. F. Ozansoy 4) e… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… … Çağatay Osmanlı Sözlük