- yoğunluk
- is., -ğu
1) Yoğun olma durumu2) Yoğun bir maddenin özelliği, kesafet
Sisin yoğunluğu.
3) fiz. Bir cismin birim hacminin kütlesiDemirin yoğunluğu 7,8'dir.
Birleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sisin yoğunluğu.
Demirin yoğunluğu 7,8'dir.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ŞESEL — Yoğunluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ACÜR — Yoğunluk, semizlik, besililik. * Yoğun. * Her nesnenin hacmi ve cüssesi olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GILAZ — Yoğunluk, koyuluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUSURE — Yoğunluk, kalınlık. Sütün yoğurt olması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bulut — is. 1) Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı / Boşluğu ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
canlandırmak — i 1) Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak 2) Yaşatmak, birinin kılığına girmek 3) Canlılık, tazelik, dirilik getirmek Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden. C. Uçuk 4) mec. Yoğunluk, etkinlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz — is. 1) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi 2) Bu su kütlesinin belirli bir parçası Marmara Denizi. Karadeniz. 3) Aydaki düzlükler 4) mec. Geniş alan 5) mec. Çokluk, yoğunluk Birleşik Sözler deniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaz ölçümü — is., fiz. Gazların hacim, yoğunluk vb. niteliklerinin ölçülmesi, gazometri … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava boşluğu — is., fiz. Yeryüzündeki engebelerin havada doğurduğu yoğunluk farkları … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesafet — is., esk., Ar. keṣāfet 1) Çokluk, sıklık 2) Yoğunluk Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Saydam olmama durumu, bulanıklık Birleşik Sözler nüfus kesafeti … Çağatay Osmanlı Sözlük