ilca etmek — zorlamak, zorunda bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mecbur etmek — zorlamak Ertesi gün beni daireden istifaya mecbur ettiler. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakasına çökmek — zorlamak, baskı yapmak Bereket versin hekimler sıkı bastılar, yengem de yakana çöktü de seni biraz hizaya getirdiler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
İLHAH — Zorlamak. Israr etmek. Bir şeyin kabulü için son derece üstüne düşmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cebretmek — i, e, der, esk., Ar. cebr + T. etmek Zorlamak Sizi de inanmaya cebretmek isteyen bunamış bir inat ve ısrar ile söylüyor. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalışmak — nsz 1) Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak Bu eser için üç yıl çalıştım. 2) Herhangi bir iş üzerinde olmak 3) İşi veya görevi olmak, bulunmak Kışları onun mandırasında çalışıyor. H. Taner 4) Makine veya aletler işe yarar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüslemek — i 1) Göğsünü dayayarak zorlamak Vapurlara, trenlere ihtiyarları itip, çocukları ezip, kadınları göğüsleyip biniyoruz. O. S. Orhon 2) mec. Karşı durmak, engel olmak, direnmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıkınmak — nsz 1) Herhangi bir nedenle soluğunu içinde tutarak kendini zorlamak A ... A ... A ... diye sesler çıkardı, sonra birdenbire ıkındı, yüzü kıpkırmızı kesildi. P. Safa 2) Peklikte veya doğum sırasında kasları zorlayarak soluğunu tutmak Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
itmek — i, er 1) Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. H. E. Adıvar 2) Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi. H. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük