- baş başa
- zf.
Birlikte, beraberce
Ayakaltı olmayan bir yer bul da baş başa oturalım.
- R. H. KarayAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ayakaltı olmayan bir yer bul da baş başa oturalım.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
baş-başa — z. Bir yerdə, yan yana, bir birinə sıxılaraq. Baş başa durmaq – bax baş başa vermək 3 və 4 cü mənalarda. Baş başa gəlmək – üz üzə gəlmək, rastlaşmaq. Usta yarı yol getməmişdi, bir ayrı kişi ilə baş başa verib toqquşdular və ikisi də üzlərini… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
baş başa bırakmak — birinin, bir şeyle veya bir kimseyle yalnız kalmasını sağlamak Kızı, kendi yaşları ile baş başa bırakmak var. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş başa kalmak — (bir kimseyle veya şeyle) biriyle veya bir şeyle yalnız kalmak Odanın kapısını sürmeleyip kitaplarımla baş başa kalmak saatini dört gözle beklerdim. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş başa olmak — birlikte bulunmak, beraber yaşamak Keyfimizce yaşamamıza mâni olur, baş başa olmamızı tercih ederim. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş başa vermek — 1) iki veya daha çok kimse bir kenara çekilip konuşmak Nahiye müdürü, mebus ve belediye reisi ile baş başa vererek bir şeyler konuşuyor. R. N. Güntekin 2) dayanışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
saç saça baş başa — genellikle kadınlar birbirlerini kıyasıya hırpalayarak biçimde Kıbrıs ta parti politikası da bir ara, ana vatandaki gibi saç saça baş başa idi. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
saç saça baş başa gelmek (veya dövüşmek) — genellikle kadınlar birbirlerini kıyasıya hırpalayarak biçimde kapışmak Eğer bu patırtıdan, ikindi uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda saç saça baş başa dövüşeceklerdi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
can cana, baş başa — 1) bir tehlike anında herkesin kendi canının, kendi başının kaygısına düştüğünü anlatan bir söz Gecenin karanlığında bütün bir mahalle donanma fişekleri gibi ateş almış. Sokaklarda herkes can cana, baş başa... Tulumbacı naraları, çığlıklar,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
baša-baš — bȁša bȁš pril. DEFINICIJA reg. baš za baš, glava za glavu, jedno za drugo (u trampi bez ostatka) ETIMOLOGIJA vidi baš … Hrvatski jezični portal