işaret etmek

işaret etmek
1) bir şeyi, bir durumu el, yüz hareketleriyle anlatmak, göstermek

Annem eliyle, yüzüyle ne biçim işaret etti babama bilmiyorum ama hiç ses çıkarmadılar.

- S. F. Abasıyanık
2) belirtmek

Ben, yalnız bir noktaya işaret etmekle iktifa edeceğim.

- Atatürk

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • işaret — is., Ar. işāret 1) Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im Noktalama işaretleri. 2) Belirti, gösterge, alamet 3) El, yüz hareketleriyle gösterme Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor. R. H. Karay Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işaret fişeği — is. Bulunduğu yeri belli etmek için havaya atılan, renkli ışık saçan fişek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işaret vermek — bir araç kullanarak bir şeyi belli etmek Başı ile evet işareti verdi. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işmar etmek (veya geçmek) — el, göz veya baş ile işaret etmek Yanındaki başka tarafa baktı, işmar geçti diye haraza da hazır. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz etmek — gözle işaret etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bel etmek — işaret koymak, işaret vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pes etmek — 1) yenilgiyi kabul etmek, pes demek 2) yenileceğini anlayıp sırtının yere gelmesini istemeyen pehlivan, yenildiğini kabul anlamına ya pes ediyorum demek veya hasmının kispetine eliyle vurarak işaret vermek 3) birinin aşırı kurnazlığı karşısında… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • delalet etmek — 1) yol göstermek 2) göstermek, anlatmak, demeye gelmek Meğer fazla süs zenginliğe değil, fukaralığa delalet edermiş. A. Haşim 3) belirtmek Halep içinde bahara delalet eden işaret yoktur. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İAZ — İşaret etmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İMA — İşaret etmek. İşaretle anlatmak. İşaret …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”