- sağ kalmak
- ömrünü devam ettirmek, yaşamasını sürdürmek
Sağ kalsaydı daha çok kimseye yardımı olurdu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sağ kalsaydı daha çok kimseye yardımı olurdu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sağ — 1. sf. 1) Vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu. Ö. Seyfettin 2) is. Bu taraftaki yön Sağa dönmek. Sağdan yürümek. 3) Ekonomi ve siyasette gelenekçi (görüş) 4) is., sp.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esen — sf. Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim Birleşik Sözler sağ esen Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller esen kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarım — sf. 1) Bütün bir şeyin ayrıldığı iki eşit parçadan her biri Bu yarım saat içinde evde neler geçti? Y. Z. Ortaç 2) Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan Ötekinde de yarım kavala benzeyen kalın bir çığırtma vardı. O. C. Kaygılı 3) is. Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük