temin etmek

temin etmek
1) korkusunu gidermek, güven vermek

Dünyada ondan başka kimseyi sevmeyeceğini bana bir kere daha temin etti.

- R. N. Güntekin
2) sağlamak, elde etmek, tedarik etmek

Halkın büyük kısmı temizlik ihtiyacını şehrin içinden akan çamur renkli bir kanaldan temin ediyor.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • otorite sağlamak (veya temin etmek) — yetki kurmak veya yetki sahibi olmak Reisleri de tam bir otorite temin etmiş olduğunu her vesile ile belli ediyordu. E. İ. Benice …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • temin — is., Ar. teˀmīn 1) Korkusunu giderme, inanç verme 2) Sağlama, elde etme 3) Gerçekleştirme Evde huzuru temin annenin görevidir. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller temin etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • temîn edilmek — 1. sağlanmak, gerçekleştirilmek. 2. güvenci verilmek, emin kılınmak. ♦ temîn etmek güvence vermek, kesin konuşmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • bulmak — i, ur 1) Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyi elde etmek 3) Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek Paramı buldum. 4) Varlığı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sağlamak — 1. i 1) Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık. H. Taner 2) Elde etmek, sahip olmak ... o sevimli yavru hâliyle sağladığı sempatinin büyük… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • peylemek — nsz 1) Bir şeyi önceden kendine ayırtmak Ta uçta kendime bir yer peyleyip sineyim derken Gazi seslendi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Temin etmek, sağlamak 3) Ismarlamak Günlerce uzak köylerden jandarmalar, şöhretli zağarlar getiriyorlar, kış için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nafaka sağlamak — geçinecek kadar para temin etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HAVAGAZI — t. Isı veya ışık temin etmek maksadıyla yakılarak kullanılan bir gaz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası — Progressive Republikanische Partei Gründung …   Deutsch Wikipedia

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”