- tereddüt etmek
- kararsız davranmak, duraksamak
Hiç tereddüt etmeden maksadımı kendisine anlattım.
- F. R. Atay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hiç tereddüt etmeden maksadımı kendisine anlattım.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tereddüt — is., dü, Ar. tereddud Kararsızlık, duraksama Şaşırdı. Hafif bir tereddütten sonra önümde durdu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tereddüt etmek tereddütle … Çağatay Osmanlı Sözlük
KERKESE — Tereddüt etmek, karar verememek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEAKKUM — Tereddüt etmek, kararsız olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TELESLÜS — Tereddüt etmek, karar verememek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENEVVÜS — Tereddüt etmek, karar verememek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TİMLAK — Mülayemet etmek, yumuşaklık göstermek. * Tereddüt etmek, karar verememek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çizginmek — nsz, esk. 1) Bir şeyin etrafında dönüp durmak 2) Tereddüt etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
duraklamak — nsz 1) Hareket durumundayken kısa bir süre için durmak veya arada bir durmak Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı. F. N. Çamlıbel 2) mec. Bir süre ses çıkarmamak, bir şey söylememek, duraksamak, tereddüt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duraksamak — nsz Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek Silahına karşılık ilk kurşun yüzünü seğirterek geçince duraksadı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
DAĞDAĞA — Gürültü. Iztırab. Boş yere telâş ve zorluklar. * Tereddüt etmek, karar verememek. * Gıcıklamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük