- tuhaf olmak
- 1) (bir) garip, alışılmamış olmak
Hatta onun başına gelen şeyler de ekseriya böyle tuhaf olurmuş.
- A. Ş. Hisar2) mec. (bir) şaşırmak, ne yapacağını, ne diyeceğini bilememek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hatta onun başına gelen şeyler de ekseriya böyle tuhaf olurmuş.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tuhaf — sf., Ar. tuḥaf 1) Acayip Nahit in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı. T. Buğra 2) Şaşılacak, garip 3) Güldürücü Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış. A. Ş. Hisar 4) Gülünç Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun. 5) Anlaşılmaz Tuhaf… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuhaflaşmak — nsz 1) Tuhaf olmak, tuhaf duruma gelmek 2) Şaşırmak Cilalı parkelere serili yol halıları üzerinde yürürken tuhaflaştı. R. H. Karay 3) Başkalaşmak, huyu değişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
acayip — sf., bi, Ar. ˁacāˀib 1) Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı Dişlerinin arasından ıslık gibi acayip sesler çıkarmaya başladılar. R. N. Güntekin 2) ünl. Şaşma anlatan bir söz Acayip! Öyle dedi ha? Atasözü, Deyim… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir hoş — sf. Tuhaf bir biçimde, garip Sen çoktan beri bana karşı bir hoştun. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir hoş olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevrilmek — e 1) Çevirme işine konu olmak Ne tuhaf bir sinemaydı burası! Bir garajdan mı sinemaya çevrilmişti, nedir? S. F. Abasıyanık 2) Kendini çevirmek, birine dönmek Nerde güzel görsen ona çevrilme / Bizim ilde cana kıyar beyler var. Karacaoğlan … Çağatay Osmanlı Sözlük
rahatsızlık duymak — tedirgin olmak, huzurunun ve rahatının kaçtığını hissetmek Anasını ayakta, kara, korkunç bir yüzle görünce tuhaf bir rahatsızlık duydu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük