hayat vermek

hayat vermek
(bir şeye) canlılık vermek, canlandırmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • VAKF-I HAYAT — Hayatını vakfetme. * Ömrünü tamamen din hizmetine vermek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • İB'AS — Yeniden yaratmak, göndermek. Hayat vermek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ders — is., Ar. ders 1) Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. S. F. Abasıyanık 2) Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre Dersin bitmesine beş dakika var. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mücadele — is., Ar. mucādele 1) Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çalışma, savaş 2) Herhangi bir amaca erişmek, bir kuvvete karşı koyabilmek için bir kişi veya topluluğun güçlü, sürekli çabası, savaşım Bu İslam… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaşatmak — i 1) Yaşamasını sağlamak veya yaşamasına imkân vermek Mükrimin Hoca, İslam tarihini sade öğretmez, yaşatırdı. H. Taner 2) mec. Daha iyi ve zengin bir hayat sürmesini sağlamak O karısını yaşatıyor. 3) nsz, mec. Keyiflendirmek, mutlu etmek ...… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”