- merak olmak
- anlamak veya öğrenmek isteği olmak
Bu iş bana merak oldu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu iş bana merak oldu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
merak — is., Ar. merāḳ 1) Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım. H. Taner 2) Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği Öteden beri güzel giyinmeye, güzel … Çağatay Osmanlı Sözlük
salik olmak — 1) aşırı bağlı olmak Güreşe merak sardı. Bir dine salik olanların fanatizmi ile güreş âşığı kesildi. H. Taner 2) yola girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü yolda (veya yollarda) kalmak (veya olmak) — birinin gelmesini merak, istek veya özlemle beklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
vâkıf olmak — bilmek, öğrenmek Bu dünya ahvaline pek vâkıf olmayan cahillerin gönlünde de aynı üzüntü ve merak var. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
merakını uyandırmak — merak etmesine sebep olmak, meraklanmak Kızın en çok merakını uyandıran şey, Hasan ın yeni kıyafetiydi. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bin — is. 1) Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı 3) sf. On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık 4) sf., mec. Pek çok, çok sayıda Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği çarpmak — 1) kalbi çarpmak veya çalışmak 2) coşku sebebiyle kalp hızlı hızlı çarpmak veya çalışmak 3) merak, kaygı, korku, heyecan vb. duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak Bunu düşündükçe gülümser, tatlı tatlı yüreği çarpar, ruhunda kopan bir hamleyle … Çağatay Osmanlı Sözlük
tatmak — i, dar 1) Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak Ben de tadabilir miyim? Çok merak ediyorum. T. Buğra 2) Bir şeyden az miktarda yemek veya içmek O meşhur beyaz şaraplarını tattık. H. Taner 3) mec. Bir duruma uğramış olmak Yaşamın … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEMASÜL — Benzeyiş. Benzeme. Birbirine benzemek. Birbirine müsavi ve müşabih olmak. * Hasta sıhhate, iyi olmağa yaklaşmak. * Mat: Kesirsiz taksim kabul etmek, kesirsiz bölünebilmek.(Temasül tezadın sebebidir, tenasüb tesanüdün esasıdır, sıgar ı nefs,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük