- uygun olmak
- 1) bağdaşmak
Doğru oraya gitmiş olsaydınız herhâlde uygun olurdu.
- S. F. Abasıyanık2) sakıncalı görülmemek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Doğru oraya gitmiş olsaydınız herhâlde uygun olurdu.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
uygun — sf. 1) Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip Rıza Efendi de yerine, zamanına ve konusuna uygun hikâyeler vardır. T. Buğra 2) Elverişli, yarar, müsait, muvafık 3) mec. Orantılı, oranlı Birleşik Sözler uygun adım uygun katmanlaşma gerçeğe uygun işe… … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uygun düşmek — yakışmak, yaraşmak, elverişli olmak Umduk, bekledik, düşündük. Hangi şey umduğumuza uygun düştü? Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
uygun gelmek — 1) yakışmak, yaraşmak 2) elverişli olmak 3) uymak Bu, bizim kızın yaradılışının, ablamın koyduğu yeni töreye uygun gelmeyişidir. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeri olmak — 1) uygun olmak 2) sırası, uygun zamanı olmak 3) saygınlığı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
layık olmak — 1) hak kazanmış olmak Bu itimada ne kadar az layık olduklarının farkına ancak yıllar sonra varabilmişimdir. Y. K. Karaosmanoğlu 2) uygun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haiz olmak — elinde bulundurmak, uygun olmak, taşımak Haiz olduğu vasıflar bizim için uygundur … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklı olmak — davası, iddiası, davranışı, düşüncesi adalete uygun olmak Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
şanından olmak — bir şey onun büyüklüğüne, karakterine uygun olmak, yaraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
muvafık olmak — uygun düşmek, kabul edilebilir olmak Balkanlardan denizi seyretsek daha muvafık olur. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük