- ayrı tutmak
- farklı davranmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ayrı — sf. 1) Yerleri bir olmayan Beraber misiniz, ayrı mısınız? 2) Başka, başka türlü Bu ayrı konu. 3) zf. Yalnız, tek başına Birleşik Sözler ayrı ayrı ayrı basım ayrı cinsten ayrı çanak yapraklılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
fark gözetmek — ayrı tutmak Siz erkekler ekseriya nikâhlı kadınla nikâhsız kadınlarınız arasında bir fark gözetirsiniz. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetmek — i 1) Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek Büyük kardeşler küçükleri gözetir. 2) Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak 3) nsz Kollamak, beklemek Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek. 4) Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
soyutlamak — i, fel. 1) Bir şeye soyutlama işlemini uygulamak 2) i, den, mec. Bir kimseyi, durumu, düşünce vb.ni içinde bulunduğu toplum, durum veya düşünceden ayrı tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
izinli saymak — 1) izin vermek 2) mec. bir işte ayrı tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çanak — is., ğı 1) Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı. B. Felek 2) Göz çukuru Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu. Ö.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
muaf — sf., Ar. maˁfuvv 1) Bağışlanmış, affedilmiş 2) Ayrı tutulmuş, ayrıcalık tanınmış 3) Özgür, serbest Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller muaf tutmak muaf tutulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üvey evlat — is., dı 1) Karı kocanın her birine göre öbürünün ayrı bir eşinden dünyaya gelmiş olan evlat, üvey çocuk Baban savaşta öldü, sizlere üvey evlat dedirtmemek için tekrar evlenmedim ben. A. Kulin 2) mec. Kötü davranılan kimse Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük