geçmiş — sf. 1) Geçme işini yapmış 2) Zaman bakımından geride kalmış Bu eski sesler içinde geçmiş zamanlar uyuyor, uyanıyor, geriniyor, yaşıyor gibidir. A. Ş. Hisar 3) Çürümeye yüz tutmuş 4) is. Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi Onlar bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirsiz — sf. 1) Belirli olmayan, belgisiz, gayrimuayyen Tatlı ve mahmur bakışlı gözlerini belirsiz bir noktaya dikti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Niteliği hakkında tam bir bilgi edinilemeyen, müphem Bir ayağın yerlere sürtünmesinden çıkan, silik ve belirsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
-miş'li geçmiş — is., dbl. Belirsiz geçmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
Турецкий язык — Самоназвание: Türkçe, Türk dili Страны: Турция, Кипр … Википедия
Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число … Википедия
bildirme kipleri — is., ç., dbl. Belli zaman kavramı veren, belirli geçmiş, belirsiz geçmiş, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman kipleri, haber kipi: Gel di, gel miş, gel i yor, gel ir, gel ecek gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
naklî mazi — is., dbl., esk. Belirsiz geçmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirli — sf. Açık ve kesin olarak sınırlanmış veya kararlaştırılmış olan, muayyen Öteki arkadaşımız da belirli saatte nöbetinin başında olacaktı. E. Bener Birleşik Sözler belirli belirsiz belirli geçmiş belirli nesne … Çağatay Osmanlı Sözlük
lanetleme — is. 1) Lanetlemek işi 2) sf. Lanetlenmiş Ben, yalnız, evsiz barksız, anasız babasız bir serseri değildim. Yurdu yad ellere geçmiş, bayrağı yırtılmış, milleti perişan olmuş, yeryüzünde ne idiği belirsiz, bir garip insan, bir lanetleme idim. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük