göstermek — i 1) Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi. 2) i, e Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak Size kitaplarımı göstereyim. 3) Belirtmek, anlatmak Bu söz onun iyi niyetini gösteriyor. 4) e Bir şeyin etkisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırsıza yol göstermek — birine bilmeyerek kötü bir işte yardımcı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
KANKANE — Yol göstermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
başaret etmek — yol göstermek … Beypazari ağzindan sözcükler
kılavuzluk etmek — yol göstermek, rehberlik etmek Bereket versin ki garsonun beyaz gölgesi bana kılavuzluk ediyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kösemenlik etmek — yol göstermek, kılavuzluk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
rehberlik etmek — yol göstermek, kılavuzluk etmek Yenilik ve gençlik hareketine rehberlik etmektedir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurumsamak — yol göstermek, rehber ve delil, pezevenk … Çağatay Osmanlı Sözlük
KASKASE — Yol göstermek. * Köpeği kuçu kuçu diye çağırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük