- çok olmak
- (bir kimse) haddini aşarak karşısındakini usandırmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok gelmek — 1) (bir şey) gereğinden fazla olmak 2) (bir şey) çekilmez ve katlanılmaz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok baharın otunu yemek — hayatı dolo dolu yaşamış olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mangal gibi yüreği olmak — cesareti çok olmak Sen bana iyi baksana, bende mangal gibi yürek var! O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
fazla olmak — dayanma gücünü aşacak davranışlarda bulunmak, çok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başından aşkın olmak — (birinin işi) işi pek çok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
altın yürekli olmak — çok iyi niyetli, merhametli olmak O kadar fazla altın yürekli olacağına bir parça daha zarif ve cazibeli bir adam olsaydı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı burnunda olmak — çok yorgun ve bezgin olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çak çak olmak — çok yırtık, lime lime, parça parça olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük