hatır — is., Ar. ḫāṭir 1) Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd 2) Gönül, kalp Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme. 3) Birine karşı duyulan saygı, sevgi Hatırınız için bu işi yaptım. 4) Durum, keyif, hâl Hatırını sormak. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fedakârlık — is., ğı Özveri Elimi öpme fedakârlığına teyzesinin hatırı için razı olmuştu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fedakârlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerinde — zf. 1) Üstünde Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir. R. E. Ünaydın 2) ... ile ilgili, üzerine Hacı Ömer in hatırı için gecelerce başımı soğuk su ile ıslatarak kitaplar üzerinde çalıştım. R. N. Güntekin Birleşik Sözler ütüsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatırsız — sf. Hatırı sayılmayan, etkisiz, saygın olmayan Fakat fakir, gösterişsiz ve hatırsız bir adam olduğu için teşebbüsleri daima neticesiz kalmıştır. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılık — is., ğı 1) Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu. H. R. Gürpınar 2) Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz 3) Cevap, yanıt 4) Bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs vermek — eziyete, sıkıntıya katlanmak, tahammül etmek Ben, onun hatırı ve hatırası için daha ağırlarına da göğüs verirdim. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazına katlanmak — istenen her şeyi hangi durumda olursa olsun yerine getirmek Cemal Paşa, gençlik akımı içinde hatırı sayılır olduğunu bildiği için sonuna kadar Halide Hanım ın nazına katlandı. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük