- yer tutmak
- 1) yer ayırmak2) yer kaplamak3) önemli sayılmak, önemi olmak
Herkes onun az zamanda büyük yer tutacağını, bir zaman gelip sefir, nazır olacağını söylüyorlar.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yer tutmak
Look at other dictionaries:
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer kaplamak — önemli bir hacim tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHAYYÜZ — (Hayz. den) Yer tutmak, yer almak. * Ehemmiyet kazanmak. * Fiz: Herhangi bir cismin boşlukta yer alması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kapmak — i, ar 1) Birdenbire yakalayarak, çekerek almak Bir hamlede atıldım. Evvela tabibin elinden defteri kaparak fırlattım. H. Z. Uşaklıgil 2) Isırıp parçalamak 3) Koparmak, kıstırmak Makine parmağını kapmış. 4) İşitir işitmez veya görür görmez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ornamak — yerleşmek, yer tutmak, yer edinmek; (güneş) batmak, kaybolmak. I, 288 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
IHTİTAT — Sakal bitmek. Yer tutmak. * Hatla işaret koymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEMEKKÜN — Mekânlanmak. Yerleşmek. Yer tutmak. * Vakar ve temkin sahibi olmak. * Sultan yanında rütbe sahibi olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENECCÜC — Çok olmak. * Zayıflamak, süst olmak. * Aşağı gelmek. * Geniş yer tutmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
