- zamanı geçmek
- 1) (bir şeyin) o şey artık gerekli ve yerinde olmaktan çıkmak2) (bir şeyin) mevsimi geçmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
küflenmek — nsz 1) Küf oluşmak Zincirler küflendi, çürüdü, kırıldı. Ö. Seyfettin 2) mec. Zamanı geçmek, köhneleşmek Seniha, kendisinin de bu kirli aydınlığın altında bu eşya ile beraber küflendiğini hissetti. Y. K. Karaosmanoğlu 3) mec. Çalışma fırsatı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağ — is. 1) Zaman dilimi, vakit 2) Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır. R. H. Karay 3) Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem … Çağatay Osmanlı Sözlük
es — is., müz. Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı Dörtlük es. Sekizlik es. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller es geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük