gönül okşamak

gönül okşamak
birini hoş bir söz veya davranışla sevindirmek, iltifat etmek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • gönül — is., nlü 1) Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi. O. S. Orhon 2) mec. İstek, arzu Okumaya gönlün var mı? Birleşik Sözler gönül avcısı gönül …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taltif etmek — 1) gönül okşamak Bundan dolayı beni taltif etmeniz lazım gelirdi. R. N. Güntekin 2) nişan, madalya vb. vermek 3) ödüllendirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sevmek — i, er 1) Sevgi ve bağlılık duymak Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı. Ö. Seyfettin 2) Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”