- hava yapmak
- 1) kalorifer peteğinde sıvının yerine hava dolmak2) mec. böbürlenmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hava — is., Ar. hevā 1) Hava yuvarını oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz, akışkan gaz karışımı 2) Meteoroloji ile ilgili olayların bütünü Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu. M. Ş. Esendal 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava atmak — herhangi bir üstünlüğünden dolayı şişinmek, caka yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kış yapmak — hava çok soğuk ve karlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
basmak — e, ar 1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. C. Külebi 2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek 3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek Motor… … Çağatay Osmanlı Sözlük
balon — is., Fr. ballon 1) Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç 2) Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılan çocuk oyuncağı 3) Karnı yuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Limak holding — Limak 1976 yılında proje mühendisliği yapmak üzere kurulmuştur. Lider Makina (Limak) adı verilen şirket daha sonra altyapı yatırımlarına yönelerek, baraj ve otoyol projeleriyle büyük bir müteahhitlik şirketine dönüşmüştür. Limak Şirketler Grubu… … Wikipedia
basınç — is., cı, fiz. Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik Gazların içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır. Birleşik Sözler basınç boynu basınç anahtarı basınç duyumu basınç odası … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğmak — 1. is., ğı Boğum yeri 2. i, ar 1) Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak 3) Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dümen — is., İt. timon 1) Hava ve deniz taşıtlarında, taşıta istenilen yönü vermeye ve belirli bir doğrultuda götürmeye yarayan hareketli parça 2) mec. Yönetim, idare 3) argo Dalavere, hile Hani öldürseler yaşayamazdı bensiz? Yalan mıydı? Dümen miydi? O … Çağatay Osmanlı Sözlük