- akılda tutmak
- unutmamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellemek — 1. nsz 1) Öğrenip akılda tutmak Kasım lodosla girdi mi kış yumuşak olur diye bellemiş atalarımız. H. Taner 2) Sanmak Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin. H. Taner 2. i Bel (III) denilen araçla toprağı işlemek, aktarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezberlemek — i Bir şeyi olduğu gibi akılda tutmak, ezber etmek, hıfzetmek Bunları üşenmeden okuyor, not ediyor hatta ezberliyor, böylelikle kendi kendimi yetiştirdiğime inanıyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezber etmek — ezberleyerek akılda tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişan koymak — (bir şeyi veya bir şeye) ileride tanıyabilmek veya ölçebilmek için bir şeyin durumunu, onun herhangi bir özelliğini akılda tutmak veya iz bırakmak Dönüşte yolumuzu şaşırmamak için şu çifte kavakları nişan koymuştuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
mum yapıştırmak — 1) bir şeyi kırmızı mumla mühürlemek 2) mec. önemli bir şeyi unutmayıp akılda tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatır — is., Ar. ḫāṭir 1) Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd 2) Gönül, kalp Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme. 3) Birine karşı duyulan saygı, sevgi Hatırınız için bu işi yaptım. 4) Durum, keyif, hâl Hatırını sormak. Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük